14 Ocak 2014 Salı

Günlük Yaşamın Esiri Olma ve Düşün

   Evet, üzülerek anlatmak istedigim birkaç konu var. Ne yazık ki hepimiz, ilkokul çagından geçtik, okumayı ögrendik, işlem yapabilmeyi ve sayıları ögrendik. Peki bu süreç içerisinde, pozitif bilimler adına gelişme kaydederken, dinimiz hakkında ne ögrendik? İşte bu blogta, ögrenemedigimiz bilgileri biraz olsun, kendi bildiklerim, araştıracagım konular ve ayetlerden yapacagımız tespitler ile edinmeye çalışacagız. Ben işin ehli degilim, sizler gibi ben de bu blog sayesinde bilgilenip, kendimi geliştirme fırsatı bulacagım.

   İnsan beyninin en etkin oldugu saatler 7.30 ile 10.00 arasındadır. Çünkü o an yeni uyanmış olursunuz ve beyin, midenizdeki açlık hissinde, karnınızı doyurmanız gibi, bilgi ile doymak ister. Peki size soruyorum, neden bu saatler arasında bizleri okul denen yere hapsediyorlar? Cevap çok basit, itaatkar ve sorgulamayan, kendi düşünceleri olmayan insanlar yaratmak, tek tip insanlar, işe gidip, işten gelince tv izleyip, uyuyacak kadar itaatkar insanlar. Lise 1 e geldiginizde, 14-15 yaşlarında olursunuz, bu yaşlar artık ergin bir birey olmaya başlayacagınız yaşlardır ve hayatınızın temellerini tam da bu yaşlarda, sorgulayarak ve düşünerek oturtabilirsiniz. Size şimdi Lise 1 e gelmiş bir insana (ögrenci degil insan) geçmesi için ortalama her birinden 45-50 alması gereken dersleri yazacagım:

-Edebiyat
-Dil ve Anlatım
-Matematik
-Geometri
-Fizik
-Kimya
-Biyoloji
-Coğrafya
-Tarih
-İngilizce
-Sağlık Bilgisi
-Din Kültürü
-Müz/Bed/Res
-Rehberlik

   Durum ne kadar içler acısı degil mi? 14 yaşında bir çocuktan, alt dalları yüzyıllar öncesine dayanan, her biri hakkında binlerce ansiklopedi ve kitap olan, 14 farklı dalda birşeyler ögrenmesi bekleniyor. Sizce bu mümkün mü? Yarım yamalak bilgilerle lise 2 ye geçiyorsunuz ve bölüm seçme olayı karşınıza geliyor. İlerde yapacagı meslekle belki de hiçbir alakası olmayacak şeyler ögretilip, sırf kendi düşüncelerine sahip olamasın diye, yıllarca dayatılan ve adına 'egitim' denen şeyin, nasıl zavallı bir, insanı tek tipleştirme yöntemi olduguna bakın. Özetleyecek olursak, beynimiz acıkıyor ve bu açlıgı dogal besinlerle doyurmak yerine, onlar bizim adımıza, Burger'dan yaglı patates, asitsiz kola ve güzel, bol kalorili bir hamburger ile doyuruyorlar. Sonuç olarak beynimiz tembel, yerinden kalkamayan obez bir Amerika lıya dönüşüyor.

   Şimdi gelelim amaç kısmına, para babaları ve bilgi sahibi insanlar, kısacası ellerinde diger insanlara karşı kullanabilecegi bir güç bulunduran bu insanlar, neden bizleri tek tipleştiriyor, düşünmemizi istemiyor ve bizlere 12 saat çalışma olan rutin bir hayat sunuyor?

   George Carlin'in bir sözü var, ''Bu günlerde moron gibi yaptıgım birşey var, adı 'düşünmek'.'' diyor ve kendisi ateist bir komedyen. Şunu unutmayın, her iyiligin içinde bir kötülük bulunabilecegi gibi her kötülügün içinde de bir iyilik bulunabilir. 'Ying Yang' teorisi olarak geçen bu söz, günümüzde, 'Her şerde bir hayır, her hayırda bir şer vardır.' olarak telaffuz edilir. Misal, bir okun kabzasının şekli egridir fakat bu onun dogrulugudur. Diyecegim o ki, bir insan ateist oldugu için, onun düşünceleri önemsiz degildir. Şimdi bir de bu sözün, Kuran da geçen şekline bakalım:

-Size düşünecek kimsenin düşünebilecegi kadar bir ömür vermedik mi? Fatır Suresi 37. ayet

   Düşünceleriniz elinizden gittigi anda, bir kediden hiçbir farkınız kalmıyor. Bizleri yönetenlerin en büyük amacı budur ve bu amaca ulaşmalarını saglayan şey hepimizin evinde bulunan bir kara kutu, ismi televizyon. Yani kendi vizyonlarını, ahlaksız, sapkın ve uçuk yaşam tarzlarını bizlere izletip, psikolojik rahatsızlıklarımıza sebep oluyorlar. Sadece fiziksel hastalıklar mı bulaşıcı sanıyorsun? Psikolojik hastalıklarda bir o kadar bulaşıcıdır ve siz bir film izlerken, beyninizin yalnızca duygusal kısmı çalışır, bu yüzden olaylara gerçek gözle bakamazsınız, bunu şöyle örneklendirebiliriz, başrol oyuncusu %100'e yakın bir oranda ölmeyecektir fakat başına zor bir şey geldiginde, onun ölecegini zannedebiliriz. Örnegin bir filmde, evli iki çift gördünüz, genelde başrolde olmayan çift, uysal, sıradan bir hayat sürer, kurallara uyar ve mutlu gibi görünür. Başroldeki çift ise sürekli yeni heyecanlar arar, evli olmalarına rağmen başka kişilere aşık olmaları normal gibi gösterilir ve beynimize bu düşünceler yavaşça işlenir. Bu size ahlak dışı bir psikolojinin yüklenmesidir.

   Bu giriş yazımda, blogta nelerden bahsedecegimi, din, Kuran, psikoloji ve biraz da felsefe üzerinde duracagımı, yeri geldiginde yararlı bilgileri paylaşacagımı sizlere bildirmek istedim. Hem kendimi geliştirmem, hem de biraz olsun hoşgörülü insanlar olmamız adına çabamı sürdürecegim. İnanın bana hoşgörülü insan görmeyi o kadar çok özledim ki, katı suratlardan o kadar çok sıkıldım ki, tek kaçış yolum ve içimi dökmem için bu blog u açmak istedim. Bu ayeti hayatınızın hiçbir yerinde aklınızdan çıkarmayın:

''İnsanı biz yarattık. Onun için, nefsinin kendisine neler fısıldadıgını, neler telkin ettigini de biz pek iyi biliriz. Çünkü biz ona şahdamarından daha yakınız.''

Bu yüzden, Allah'ın sürekli sizinle oldugunu bilin ve zorluklarda ona sıgının.

Allah'ın Hz. Muhammed (s.a.v)'e gönderdigi ve ona hitaben inen bu sure de kendinizi peygamberimizin yerine koyun.


Duha Suresi

1-And olsun kuşluk vaktine
2-ve dindigi zaman o geceye ki,
3-Rabbin sana veda etmedi ve darılmadı!
4-Ve kesinlikle senin için sonu önünden (ahiret dünyadan) daha hayırlıdır.
5-İleride Rabbin sana verecekte hoşnut olacaksın!
6-O, seni bir yetim iken barındırmadı mı?
7-Seni, yol bilmez iken (doğru) yola koymadı mı?
8-Seni bir yoksul iken zengin etmedi mi?
9-Öyle ise, sakın yetime kahretme (onu hor görme)!
10-El açıp isteyeni de azarlama!
11-Fakat Rabbinin nimetini anlat da anlat!



4 yorum:

  1. Çocuklarınıza sütle birlikte Kur’ân’dan öğütler verin. Boyları büyürken, kalpleri ve bakış açıları da büyüsün. ---Ömer Muhtar---

    YanıtlaSil
  2. Çok iyi yazmışsın kardeşim. Ellerine,zihnine sağlık. Devamını bekliyorum.

    Hamza Y.

    YanıtlaSil
  3. Kardeşim bunları yazdıktan sonra 2 gün psikolojik olarak mutsuzluga kapıldım, bir süre yazmak istemiyorum kendime gelmem zor oluyor yazdıktan sonra, nedenini bilmiyorum gerçekten. Yeni yeni düzelmeye başladım, yazabildigim kadar bişeyler yazmaya, anlatmaya çalışıcam inşallah.

    YanıtlaSil